Son günlerde Türkiye-Libya arasında imzalanan anlaşmaya karşı çıkanlar ve Askerimizin ne işi var diye laf salatası yapanlara söylenecek tek kelime tarih yoksunu olduklarını söylemek diye düşünüyorum.
Kanuni Sultan Süleyman döneminin en büyük denizcisi Barbaros Hayreddin Paşa Preveze Deniz Savaşı (1538) -Osmanlı donanması ile Venedik, Ceneviz Malta, İspanya ve Portekizlilerden oluşan Haçlı donanması arasında yapılmış ve galip gelerek Akdeniz Türk gölü haline gelmiştir. Preveze Deniz Savaşı, Osmanlı Devleti’nin denizlerdeki ilk ve en önemli başarısı olmuştur.
Garp cephesinin ne olduğunu Kurtuluş savaşında biliyormusunuz?
Yakın tarihimizde Libya’nın Kıbrıs savaşında vermiş olduğu lojistik desteği keşke hayatta olan Bülent Ecevit size anlatsaydı diyeceğim.
Tarih yoksunlarına verdiğim örnekleri düşüne dursunlar bu embesillere birkaç soru sormak istiyorum.
Çete Devletlerden Mısır, İsrail, Yunanistan, Fransa ve İtalya’nın Türkiye’yi en uzun deniz sınırı olmasına rağmen balık tutmaya dahi izin alacak şekilde Türk gölü olan Akdeniz’e hapis eylemeye çalışmasına ne diyeceksiniz?
Milli çıkarlar mı?
Yoksa; Lozan’da adaları terk edenlerin mirasçıları olarak, çete devletlerin yaptıklarının yurdumuzda savunanların temsilcileri olarak tarihe mi geçmeye çalışıyorsunuz?
Yahu; Fransa’nın ne işi var burada diye milli çıkarlarımızı dillendirmeniz gerekirken, acaba vatana ihanet mi var diye kafamda sorular oluşmasının bir tanesi size söyleyeyim.
Çete devletlerinin paralı askeri General Hafter denen adam desteklemek neyin nesi.
Ben yinede size ihaneti yakıştıramam ama gelin embesil olarak nitelendireyim sizde bu yaftaya maruz kalmayın.
Gelelim konumuza, Doğu Akdeniz projesi ülkemiz için neden önemli, bu proje faaliyete geçince Türkiye Cumhuriyeti Devleti şahlanacak ve önemli bir konuma sahip olması söz konusudur. Mısır'dan, İsrail'e, Yunanistan'dan, Güney Kıbrıs Rum Kesimi'ne kadar hemen her aktörün birkaç yıldır doğal gaz hesabı yaptığı bölgede Türkiye de yanına Libya'daki UMH hükümetini alarak yolunu çizdi.
Anlaşmanın ikinci boyutu güvenlik ve askeri işbirliğinin genişletilmesine yönelik olduğunun göstergesidir.
Doğu Akdeniz ve Kıbrıs'ı ülke insanı çok iyi biliyor ki; Libya'da Kaddafi döneminde Türkiye ile olan bağlantısı ve samimi yaklaşımı çok iyi bir göstergeydi.
Sözleşme sahilleri bitişik veya karşı karşıya bulunan devletler arasında deniz yetki alanları sınırlandırılmasının uluslararası hukuka uygun şekilde ve anlaşma yoluyla yapılması ifade ediliyor. Bir başka deyişle Akdeniz'deki ülkelerin tümünün bu anlaşmaya göre hareket etmesi gerekiyor. Türkiye de Madem öyle deyip geç kalsa da Libya ile anlaşmayı imzaladı. Çünkü bakıldı ki, anlaşmaya varan tüm ülkeler sıkıntı içinde olduğumuz ülkeler. Bizim Libya'daki Ulusal Mutabakat Hükümeti ile imzaladığımız anlaşmadan en çok Yunanistan etkileniyor. Ancak bildiğiniz gibi Kaddafi sonrası parçalanmış Libya'da iki ayrı güç çatışıyor. Libya'nın sadece yüzde 6'sına sahip olan Sarraj hükümeti Birleşmiş Milletler tarafından tanınması ve bence de bu tanınma durumu da geçici olsa gerek diye düşüncemi rahatlıkla söylemekte yarar görmekteyim.
Peki? Türkiye niçin, Libya topraklarının sadece yüzde 6'sını kontrol eden ve arkasında başta Moskova ve Washington olmak üzere birçok uluslararası aktörün desteklediği General Hafter yerine Fayiz Sarraj'ın hükümeti ile bu anlaşmayı imzaladı?
Hafter aslında Türkiye'ye dost olan bir kişi değil. Olmadığı için de Sarraj hükümeti ile anlaşmayı imzaladığımız andan itibaren Doğu Akdeniz'deki bildiğiniz dengeleri bozduk değil mi?
Peki? Türkiye ve Libya neden böyle bir anlaşmaya imza attı? Anlaşmanın bölge üzerinde ne gibi etkileri olabilir? Anlaşmanın Doğu Akdeniz doğal gazıyla ilgili projelere etkisi ne olur?
Türkiye ve Libya neden böyle bir anlaşma imzaladı?
Türkiye Ege’deki adalar konusunda uzun süredir Yunanistan’la ve 1974’te Rumların askeri darbesinin ardından Ada’ya müdahale ettiğinden bu yana da Güney Kıbrıs’la anlaşmazlık yaşıyor.
Türkiye bu anlaşmayla aynı zamanda Güney Kıbrıs, Yunanistan, İsrail ve Mısır’ın Doğu Akdeniz gazını işletmesi planlarını, İsrail’den Güney Kıbrıs sularına ve Girit Adası’ndan Yunanistan ana karasına, oradan da İtalya üzerinden Avrupa doğal gaz şebekesine uzanacak olan boru hattı projesini bloke ederek sekteye uğratmış oluyor. Bu nedir biliyor musunuz, bu Türkiye'nin şahlanışı demektir, bizim Anamuhalefet liderlerimiz desinler; Türkiye'nin ne işi var Libyada.
7 ile 9 milyar dolarlık bu boru hattı projesi, Türkiye ve Libya’nın anlaşmayla oluşturduğu münhasır ekonomik bölgeden geçmek zorunda ve Türkiye’nin bu anlaşmayla Doğu Akdeniz’de görmezden gelinemeyeceği, AB üyelerine kıta sahanlığı suları olarak gördüğü sulara erişim izni vermeyeceği ve Mısır ve İsrail gibi enerji ihraç eden ülkelerin de net enerji ithalatçısı ve transit ülke konumunda olan Türkiye karşısında elinin güçlenmesini istemediği mesajını verdiği görüşünde ve İsrail bundan dolayı adeta kudurmuş vaziyettedir.
Anlaşma Doğu Akdeniz doğal gazı için ne anlama geliyor?
ABD Jeolojik Araştırma Merkezi’ne göre, Doğu Akdeniz havzasının 700 milyar dolar değerinde doğal gaz rezervine sahip olduğu tahmin ediliyor. Bu doğal gaz rezervi bir dönem bölge için büyük bir gelir kaynağı sağlayabilecek konumu teşkil etmektedir. İsrail ile komşuları arasında yakın ilişki kurulmasını sağlayacak büyük bir nimet olarak değerlendirilmesi hedeflenmektedir.
Ancak bölgedeki doğal gazın potansiyelinin tam olarak değerlendirilmesinin anahtarı ihracat. Bunun hayata geçirilmesi de kolay değil. Türkiye ve Libya’nın imzaladığı anlaşma projeyle amaçlanan ihracatın gerçekleştirilebilmesinin önüne bir engel daha koymuş oluyor. Başka ülkelerin münhasır ekonomik bölgelerinden geçen boru hattı projelerinin geçmişte örnekleri olsa da, Türkiye’nin bu süreci kolaylaştırmayacağı ise aşikardır.
Doğu Akdeniz doğal gazına ilişkin projelerin ne kadar uygulanabilir olduğuna ilişkin pek çok şüphe dile getiriliyordu. Bu şüphelerin sebebi de gazın ihraç edilmesinin zorluğu ve Avrupa’nın Rusya ve Katar’dan gelen daha ucuz gazı alabildiği bir ortamda nasıl fiyatlandıracağına ilişkin soru işaretleriydi.
Anlaşmanın bölge genelinde ne gibi yankıları ne olur?
İsrail Türkiye’nin Libya hamlesi konusunda daha temkinli. Analistlere göre bunun sebeplerinden biri, İsrail, Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İtalya boru hattının hayata geçirilmesinin zora girmesi halinde, İsrail’in doğal gazı Türkiye üzerinden ihraç etmenin yoluna bakmak zorunda kalması ihtimali. İsrail ve Türkiye arasındaki ilişkiler son yıllarda sorunlu olsa da, iki ülke arasındaki ticaret hala güçlü ve iki ülke olarak görmektedir. Rusya ve Türkiye Libya’da farklı taraflara destek veriyor. Ancak Türkiye ve Libya arasında imzalanan anlaşma bu iki ülkeyi Libya’da da karşı karşıya getiriyor.
Sevgi ve Saygılarımla
Araştırmacı Gazeteci Yazar
Vehbi Korkutata
-
Makale
Libya hamlesine karşı çıkanlar, tarih yoksullarıdır!
Son günlerde Türkiye-Libya arasında imzalanan anlaşmaya karşı çıkanlar ve Askerimizin ne işi var diye laf salatası yapanlara söylenecek tek kelime tarih yoksunu olduklarını söylemek diye düşünüyorum
Yorum yazarak Medya Yenigün Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Medya Yenigün Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Medya Yenigün Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Medya Yenigün Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Medya Yenigün Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Medya Yenigün Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Medya Yenigün Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Medya Yenigün Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.