CUMHURİYET’İN VAR ETTİĞİ KADINIM BEN!

Özgürlük ve Bağımsızlık benim karakterimdir. (M. Kemal Atatürk)

Evet tam anlamıyla Türk kadını kim bilir ne kadar zaman sonra korkusuzca hak ettiği yere gelmiş ve birey olarak her alanda faaliyet göstermiştir. Cumhuriyet nedir ne getirmiş ya da ne götürmüştür bunları tekrar tekrar anlatmayacağım. Ben, cumhuriyetin bana kazandırdıklarını anlatmak istiyorum.

Cumhuriyet ile birlikte 2. sınıf vatandaş olmaktan kurtuldum ben, Cumhuriyetten önce nüfus sayımlarında beni yok sayıyorlardı sanki memleketin bir bireyi değilmişim gibi, eğitim hakkım kısıtlıydı, birçok meslek grubunda çalışmam değil, eğitim bile almam mümkün değildi. Sözü geçen kadınlar “Anadolu Kadını” da değildi zaten, sarayda sultanlık yapanlar ve benden çok iyi şartlarda yaşayanlar hep devşirme idi. Onların sözü kıymetliydi ama bana yönetimde, idarede, yükselmede kimse hak vermiyordu. Onlar ipeklere bezeniyordu, altınlarla süsleniyordu, benimse çuhadan yaptığım kıyafetlerim vardı, süsüm de gözlerim ve tebessümümdü. Onlar adına olan uçsuz bucaksız tarlalarını ekip biçiyor ve vakıflara bağışlayıp sultanlığını yapıyorken ben sadece onların ırgatı olabiliyordum, adımı da bilmezdi kimse…

Cumhuriyetten sonra her şey değişti ama; Kurtuluş Savaşı ile birlikte Atatürk ve arkadaşları bana inandı, benden güç aldı, benim de birey olduğumu hatırlattı. Savaşta onlara top mermisi de taşıdım, yemek de su da. Ördüğüm çoraba bile kıymet verip askerlerine giydirdiler, kendileri de giydiler tabii ki. Sonra savaş bittikten sonra Atatürk bana dedi ki okuyabilirsin, Türk Milleti’nin senin bildiklerine, öğreteceklerine ve yapacaklarına ihtiyacı var. Giriştim işe sonra, pilot oldum adıma Sabiha Gökçen dediler, Gökçen soyadını önce kanunla verdiler tabi, sonra ben dünyanın ilk savaş pilotu oldum, 32 tane askeri operasyona katıldım. Dünya kadını ayakaltı ederken, Cumhuriyet bana Dünya’nın ilki olma hakkını verdi. Refet Angın oldum sonra, Cumhuriyet bana öğretmen olma hakkı da vermişti çünkü. Çok güzel bir nesil yetiştirdim, pozitif bilim öğrettim benden sonra gelecek nesle.

Mezihe Muhiddin oldum sonra, Kadınlar Halk Fırkasını kurdum, kadınların haklarını savundum, kadınlara seçmeyi de öğrettim seçilmeyi de…

Doktor oldum ben, adım da Safiye Ali oldu, ben doktor olmakla kalmadım aynı zamanda kendim gibi doktor kadınlar yetiştirdim, bununla gurur duydum ve ölene kadar bir kadın olarak elimden geleni yaptım. Fazıla Şevket Giz oldum ben, ilk kadın profesörü. Biyoloji alanında çok çalışmam var, şu an Hidrobiyoloji alanında ilerideyseniz benim sayemdedir. Sonra baktım ki doktorluk yetmiyor bana, İlk Kadın bakan oldum ben de, Türkan Akyol dediler adıma, doktordum ama bu kadarı yetmez bana deyip bakanlığa giriştim, iyi ki de yapmışım!

Cumhuriyet’in ilk kadın avukatı oldum ben, bir lokantada yemek yiyorum diye beni babama şikayet etmişler kadınların lokantada ne işi var diyerek biliyor musunuz? ayıbım bir köşede yemek yemekmiş, bunu bile çok görüyorlarmış demek ki biz kadınlara dedim ve Atatürk’e anlattım meramımı, o da misliyle cevaplarını verdi onların, biz kadınlar lokantada yemek yeme hakkını bile onunla aldık, bundan dolayı mı onunla övünsem yoksa avukat olmama destek verdiği için mi emin olamadım; bildiğim tek şey varsa şu an lokantalara giderken zerre tereddüt etmeyen kadınların da en az benim kadar Atatürk’e bu hakkı borçlu olduğudur. Bunun bile, yani dışarıda bile yemek yemenin bana fazla görüldüğü günlerden geldim çünkü ben…

Cumhuriyet bana milletvekili olma hakkı da verdi biliyor musunuz? 16 arkadaşım ve ben milletvekili olduk, hayal bile edemezdik Anadolu’nun bağrından kopup milletvekili olacağımızı. Ben Malatya’dan Mihri Pektaş, bölgemdeki raporlamaları, takipleri hep kendim yaptım, Malatya’ya bir katkım olduysa ne mutlu bana, diğer 16 arkadaşımı merak ediyor musunuz? Hemen bahsedeyim onlardan; Mebrure Gönenç (Afyonkarahisar), Sabiha Gökçül Erbay (Balıkesir), Şekibe İnsel (Bursa), Huriye Öniz Baha (Diyarbakır), Fatma Memik (Edirne), Nakiye Elgün (Erzurum), Fakihe Öymen ( İstanbul), Hatı Çırpan (Satı Kadın) ( Ankara), Ferruh Gürgüp (Kayseri), Bahire Bediz Morova Aydilek (Konya), Mihri Pektaş (Malatya), Meliha Ulaş (Samsun), Fatma Esma Nayman (Seyhan), Sabiha Görkey (Sivas), Seniha Hızal (Trabzon), Benal Nevzat İştar Arıman (İzmir), Türkan Örs Baştuğ ( Antalya) ve Hatice Özgener (Çankırı) idi arkadaşlarımın adları. Kadın milletvekilleri olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ilk olarak 1 Mart 1935’te toplantılara katılmaya başladık. Memleketin her köşesinden geldik ve hepimiz memleket kalkınsın diye canla başla çalıştık. Bu bizi yormadı, annelerimiz gibi ezilmedik çünkü; başının üstünde taşıyordu Cumhuriyet bizi.

Baktım ki sadece siyasetle olmayacak dedim ki acaba bana tiyatrocu olmam için izin verirler mi? Cumhuriyet dedi ki ne münasebet? Bu hakkı sana kimsenin vermesini beklemek zorunda değilsin, istiyorsan yap ve kimseden korkma! Çok güvendim o an Cumhuriyet’e, sırtımı ona dayadım ve Afife Jale oldum, çok zorluklar çektim elbette ilk olduğum için ama olsun, benden sonraki kadınlar sayemde rahat ettiyse zerre şikayetçi olacak değilim.

Sonra 16 yaşımda bir arzu ile başladım İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda eğitim almaya ve ilk kadın oyuncu oldum, adım da Cahide Sonku bu arada. Bedenim küçük olsa da savaşım büyüktü, savaşım bağnazlaraydı, ve ben o savaşı kazandım! Hem oyuncu oldum hem de bununla yetinmeyip ilk kadın yönetmen oldum.

Şimdi kim miyim? Ebruyum ben, Ebru Genç Korkmaz oldum bu kez, istediğim okullarda okudum, istediğim hayatı yaşıyorum, istediğim yerde yemek yiyor, istediğim yerde istediğim saatte bulunabiliyorum, kafeslerin arkasında yüzümde peçeyle kısmetimi beklemedim şükürler olsun ki! Ve en önemlisi, istediğim gazetede şu an Cumhuriyeti yazıyorum, bilene de yazıyorum bilmeyene de, sebepsizce Cumhuriyet düşmanı olan kadınlara yazıyorum en çok da, Cumhuriyet bizi var etti hanımlar, bize inandı, bize güç verdi. Ona neden düşmansınız ki? Atatürk’ü sevmemek için sebebiniz ne ki?  Ben onu çok seviyorum, o olmasaydı belki İngilizin mandasında hizmetçi, Yunanın meze masasında çengi olacaktık… İşte bu yüzden bugün Cumhuriyet kurulmuş diye en çok siz sevinin !

Ey Türk Kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın !!!! ( MUSTAFA KEMAL ATATÜRK)

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ebru Genç Korkmaz - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Medya Yenigün Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Medya Yenigün Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Medya Yenigün Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Medya Yenigün Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.